Ağır metal zehirlenmesi oldukça önemli bir konudur. Tamamlayıcı tıp ile ilgilenen doktorlar, insan bedenin ağır metallerden arındırılmasının, diğer bir deyişle “detoksifikasyon işinin” geleceğin tıp alanı olacağını söyledi. Çok fazla ihmal edilen ama oldukça önemli bir konudur. Ağır metaller kurşun, civa, gümüş, kadmiyum, altın, kobalt, kalay gibi elementlerdir. Toksik ağır metallerin başında kurşun, kadmiyum, civa ve nikel gelmektedir. Bütün ağır metaller değişik yollarla (yiyecekler, içme suları, diş dolguları, çevresel kirlilikler) insan vücuduna girmektedir. Ağır metal yüklenmesinden kaynaklanan semptomların listesi oldukça uzundur: alerji, kronik yorgunluk, depresyon, eklem ağrısı, baş ağrısı ve kronik hastalıklardır. Ağır metallerin birçoğu özel bir destek olmadan vücuttan atılamaz. Ağır metal zehirlenmeleri arasında en sık rastlananı civa zehirlenmesidir. Diş hekimliğinde kullanılan amalgam tipi dolguların neden olduğu civa ve ağır metal zehirlenmeleri sıkça karşılaştığımız ağır metal zehirlenmelerinin başında gelmektedir. Ancak amalgam tipi dolguların çıkarılması ve uzaklaştırılması, tek başına bedenin civadan arındırılması anlamına gelmiyor.
Amalgamın yapısında % 50 oranında civa vardır. Amalgamın geri kalan yapısında yine çok zehirli kalay, bakır ve gümüş gibi ağır metaller bulunur. Amalgam ucuz ve çalışması kolay bir malzeme olduğundan diş hekimliğinde dolgu materyali olarak kullanımı çok yaygındır. Amalgam tipi dolguların yapısında bulunan ağır metaller yoğun çiğneme ile özellikle ekşi ve sıcak yiyeceklerin oluşturduğu galvanik akımlar yoluyla iyonize olarak bedene geçebilmektedir. Amalgam ağır metal kaynakları arasında çok özel bir yere sahiptir. İçerdiği civa ağır metaller arasında özel bir konumu işgal eder:
Daha yeni yeni geliştirilen özel boyama yöntemleri ile bedende yığımlanmış olan ağır metallerin vejetatif sinir sistemi (VSS, sempatik sinir sistemi) başta olmak üzere tüm organizma üzerinde olumsuz etkiler yaptığı gösterilmiştir. VSS içine yerleşen ağır metallerin, organizmada kalıcı hasar ve kronik hastalıklar oluşturduğu için bir an önce bedenden uzaklaştırılması gerekmektedir.
Ancak amalgam tipi dolguların bu zararlı etkilerinden kurtulmak için diş hekimlerine müracaat edildiğinde, bu kez diş hekimlerinin bu dolguları çıkarma işlemleri sırasında ileri derecede dikkat göstermesi gerekir. Çünkü dolgu çıkarılırken amalgamda bulunan civa kolayca nefes yoluyla alınabilir ve sonuç olarak bedende yerleşebilir. Solunum yoluyla alınan civanın vücutta yarılanma ömrü 18 yıldır. Bu durum hasta için büyük çok tehlikelidir.
Pek çok kronik hastalık çeşitli ağır metal kirliliği sonucu oluşabilir. Ağır metal kaynaklı hastalıklar arasında;
1- Nörolojik bozukluklar (depresyon, migren, Alzheimer, Parkinson, multipl skleroz, vb)
2– Organik hastalıklar (böbrek hastalığı, alerji, egzama, astım, vb),
3– Otoimmün hastalıklar (ülseratif kolit, Crohn hastalığı, romatizma, vb) sayılabilir.
Başlangıçta çoğu kişi ağır metallerden kaynaklanan toksik yüklenmenin ve diğer deyişle zehirlenme belirtilerinin farkında olamamaktadır. Ancak bu yüklenme belli bir eşik değerin üzerine çıktığında ve ilgili organa ait şikayetler belirdiğinde hasta, belirtinin ortaya çıktığı organ ile ilgili bir hekime başvurmaktadır. Klasik bir hekim tarafından değerlendirilen hastalarda genellikle şikayetlere ve organa özgü tedaviler yapılmakta, çoğu kez bu sorun ve belirtilerin bir ağır metal zehirlenmesinden kaynaklı olabileceği akla gelmemektedir. Bu durum gereksiz pekçok tetkik ve tedavinin yapılmasına neden olmakta, buna karşın iyileşme elde edemeyen hasta sorunları ile baş başa kalmaktadır.
Bu durumda, civa ve diğer kirletici maddeler bedenin her yerine yerleşecek ve yığımlanacak özelliğe sahip oldukları
için başta bağ dokusu, merkezi sinir sistemi, hücre içi olmak üzere bütün organlarda miktarları daha da yüksek düzeye çıkacaktır.
Klasik anlamda yapılan şelasyon tedavisi, Damar yoluyla EDTA (etilen diamin tetra asetik asit) ile birlikte çoğu kez vitamin B, C, magnezyum ve çinko verilmesine dayanır. Uygulama haftada 2 defa yapılır ve bu işlem ortalama 2- 3 saat sürer. Nadiren şelasyon işlemleri ağızdan veya fitil yoluyla da yapılabilirse de başarı şansı damardan olan kadar etkili değildir. Bununla beraber, IV yolla yapılan şelasyon tedavisi daha çok akut toksikasyonlara yöneliktir ve agresif bir tedavi olduğu için vücut için gerekli minerallerin de bağlanarak vücuttan atılmasına sebep olabilir.
Ancak bilinmelidir ki, klasik anlamda yapılan bu şelasyon tedavisi istenilen sonucu vermekten çok
uzaktır. Şelasyon terapisi konusunda uzman kişiler tarafından yürütülmelidir.
1- Kurşun: Trafik kirliliği, petrol, sigara, kalemler, saç boyalarıyla vücuda geçer. Sinir sistemine zihin ve kemik sağlığına zarar verir Kalsiyum,çinko,aljinik asit, B1 ,B 6 ve C vitaminleri bu zararlı etkileri azaltabilir
2- Fluorid: Diş macunları,ağız gargaraları, teflon tavalar ve fluor miktarı yüksek sular bunun kaynağıdır. Dişlerde lekeler ve kemik zayıflığında önemli rol oynadığı gösterilmiştir. Çözüm flordan uzak durmak ve kalsiyum almaktır.
3- Civa: Bazı boyalar,ton balığı konservesi ve diş dolgularında bulunan amalgam yoluyla vücuda girerler. Böbrek,karaciğer ve özellikle beyin fonksiyonlarını bozan civanın zararlarından kurtulmak için soğan, pırasa, yumurta yenmelidir. Ayrıca C vitamini,selenyum, kalsiyum çinko gibi maddeler kullanılmalıdır.
4- Alüminyum: Bazı diş macunları, yemek saklama kapları, mide için kullanılan antasidler, sigara filtreleri, bazı tuzlar ve peynirler, terden koruyucu deodorantlar zararlı alüminyum içerirler. Hafıza bozuklukları ve Alzheimer hastalığı bulgularında artma olur. Kalsiyum, çinko, magnezyum, B6 vitamini bu zararları azaltabilir.
5- Bakır: Bakır su borularından vücuda giren bu metal, demir ve çinko gibi vücuda yararlı elementlerin miktarını azaltır. Yumurta, soğan, sarımsak, pırasa bu zararları minimale indirir. Ayrıca eksilen çinko ve demirinde ek olarak alınması gerekir.
6- Kadmiyum: Konserveler, sigara dumanı, deterjanlar, eve yeni alınan halılar ve tarımsal gübrelerle vücuda girer. Böbrek, sinir sistemi, kemikler ve solunum sistemine zarar verir. Tansiyonu yükseltir. Kurtulmak için A, C ve E vitaminleri, kalsiyum selenyum, alginik asidin yanı sıra soğan sarımsak ve pırasa kullanılabilir.
7- Arsenik: Bazı şarap ve biralarda, tuzlarda ve boyalarda bulunur. Karaciğer, böbrek ve solunum sisteminde olumsuz etkileri gösteren arsenik için antioksidan bazı vitaminler (A-C-E) selenyum ve alginik asit kullanılabilir.
Prof. Dr. med. Hüseyin NAZLIKUL
http://www.huseyinnazlikul.com