Sağlıklı bir yaşam için olması gereken ruhsal, bedensel ve zihinsel enerji dengemizin sağlanmasında tercih edilen akupunktur tedavisi köken aldığı Çin’de yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Vücutta kan dolaşımına da benzetebileceğimiz enerji dolaşımımızın iç ve dış çeşitli etkenlerle sekteye uğradığı durumlarda hastalık olarak adlandırdığımız belirtiler ortaya çıkar. Bozulan bu enerji dengesi akupunktur yardımı ile tekrar sağlandığında organizma rahatsızlıklarla daha kolay baş edebilir duruma gelir.
Akupunktur uygulamaları
1) Vücut Akupunkturu
2) Mikrosistem Akupunktur (Kulak, Yamamato, Siener, EKİWO vb)
3) Elektroakupunktur
Akupunktur, vücudun belli noktalarına özel iğneler batırılarak yapılan 5000 yıllık doğal ve etkili bir tedavi yöntemidir. Akupunktur noktalarının özel iğnelerle uyarılması, otonom sinir sistemi (VSS) üzerinden vücudun iç dinamiklerini harekete geçirerek ilaç etkisi oluşturur. VSS; vücuttaki organ ve sistemlerin belli bir uyum içinde çalışmasını sağlayan bir çeşit haberleşme sistemidir. Akupunktur tedavisinde amaç, hastalığın belirtilerini tedavi etmenin yanı sıra hastalığın nedenini ortadan kaldırmaktır. Akupunktur noktaları telefon tuşlarına benzetilebilir. Nasıl ki telefonda belli numaraları tuşladığımızda belli kişilere ulaşabiliyorsak, akupunktur iğneleri de belli noktalara batırıldığında belli etkiler ortaya çıkarmaktadır. Bu durumda VSS’yi de telefon santraline benzetmek doğru olacaktır.
Akupunktur; uygulandığı dönem dolayısı ile insanların günümüzde kullandığı veya maruz kaldığı zararlılarla tanışmadığı için çok başarılı olmuştur. Ancak günümüzde; gıdalarımızdaki kimyasal katkı maddeleri, tarımsal gıdalardaki genetik değişim ve kimyasal bulaşlar, elektrosmog denilen manyetik ve elektriksel alanların varlığı, ağır metal birikimleri, çeşitli ameliyatlar nedeniyle ileti bozulmaları gibi nedenlerle etkinliği değişken duruma gelmiş, hatta başarısızlıklarla sonuçlanmıştır. Akupunktur objektif tıp biliminin dikkatini çekmiş ve özellikle Avrupa’da mikrosistemler üzerinde çalışmalarla; elektroakupuntur ve mikrosistem akupuntur yöntemleri geliştirilerek kullanılmaya başlanmıştır.
Son yıllarda hastalıkların tedavisinde özellikle mikrosistem akupunktur yardımcı tamamlayıcı tedavi metodu olarak kullanılmaktadır. Özellikle tetik nokta bölgeleri ile vücut akupunktur noktalarının %70-80 oranında benzerlik göstermesi uygulamalara çeşitlilik kazandırmıştır. Tetik nokta injeksiyonları ile akupunktur noktalarının uyarılması özellikle mikrosistem akupunktur uygulamaları teşhis ve tedavi başarısına ciddi katkıda bulunmaktadır.
Vücut akupunkturu
Batı tıbbı dsipliniile tam olarak açıklanamayan akupunkturun etki mekanizmasını yine doğduğu vatanı Orta Asya ve Çin’de Geleneksel Çin Tıbbı felsefesi ile tanıtmak ve anlatmaktan başka çare kalmıyor. Etkinliği tecrübelerle kanıtlanmış vücutta bulunan yaklaşık 400 akupunktur noktasının birbirine meridyen olarak bilinen enerji kanalları ile bağlandığı ve bu meridyenlerin de sürekli bir enerji devinimi ile kişiyi sağlıklı ve dengede tuttuğuna inanılır. Bu meridyenlerde herhangi bir iç veya dış etken sonucu oluşabilecek enerji duraksaması yavaş yavaş hastalık tablolarını oluşturur. İşte bu aşamada meridyen hattındaki akupunktur noktalarının uyarılması ile dengeleme sağlanırsa rahatsızlık organizmanın iyileştirebileceği noktaya getirilmiş olur.
Vücudun kendini sürekli yenileme ve dış etkenlere karşı dengede tutma kabiliyeti uyarılır. Vücutta bulunan 12 ana ve 2 ekstra meridyen aracılığı ile dolaşan Qi enerjisi akupunktur tedavisi ile dengelenir. Son 30 yıldır batı dünyasında popüler olmaya başlayan akupunktur tıp doktorlarının insanlara ilaçsız ve yan etkisiz bir tedavi sunma arayışlarına oldukça büyük bir ivme kazandırmıştır.
Kulak akupunkturu
Klasik vücut akupunkturu kadar mazisi olmasa da Çin’de yüzyıllardır uygulanan kulak akupunkturu en büyük ivmesini Fransız Doktor Poul Nogier’e borçludur. Aynı zamanda fizikçi olan Nogier 1951 yılında ilginç bir gözlemine dayanarak kulak kepçesinin vücut ile bağlantısını bulmuş ve meslektaşları ile yıllarca süren araştırmaları sonucunda kulak akupunkturunun bu günkü temelleri atılmıştır.
Kulak kepçesini ana karnında baş aşağıda duran bir cenine benzetebiliriz. Kulak memesini cenin başı, kulak dış kenarını omurgası, kulak deliğinin bulunduğu çukur bölümü ceninin iç organlarına karşılık geldiğini düşünürsek vücudumuzun diğer bölgelerinin kulak kepçesi üzerindeki yerlerini tahmin etmek herhalde zor olmasa gerek..
Vücudumuzun küçük ve aynı zamanda ayrıntılı bir haritasını barındıran kulağımız bu özelliği sayesinde duyma işlevi dışında çeşitli hastalık ve belirtileri da tedavi edebileceğimiz bir organımız olduğunu artık biliyoruz. Tedavilerde kulak kepçesi üzerinde bulunan beyinle direkt bağlantılı serbest sinir uçlarının uyarılması ile oluşan ileti beyindeki ilgili merkezde refleks bir tepki meydana getirir. Bu refleks tepki vücutta ilgili organda fizyolojik etkisini göstererek istenilen ve arzu edilen şekilde bir cevap alınması sağlar.
Kulak kepçesi uyarılarak verilen tüm uyarılar ilgili organa ulaşmadan beyin tarafından filtre edildiği için organizmanın doğal işleyişine ters düşen tüm uyaranlar beyin tarafından etkisizleştirilir. Böylece hastalık belirtilerini ve nedenini organizmanın kendi olanaklarını kullanarak ilaçsız, beynin kendi rızası ve inisiyatifi ile yan etki yaratmadan tedavi edilebilmesi mümkün hale gelmektedir.
Ağrının eşlik ettiği rahatsızlıklar başta olmak üzere sigara bağımlılığı, kilo verme ve iştahın dengelenmesi, çocuklarda yatağa ıslatma, allerjiler, hamilelik bulantıları, uyku bozuklukları ve kronik yorgunluklar başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıkların tedavisi kulak akupunkturu ile mümkün olmaktadır.
· Akupunkturla Tedavi Edilen Hastalıklar (WHO):
Solunum Yolu Hastalıkları:
. Astım, Bronşit, Sinüzit, Larenjit, Farenjit, Tonsillit, Soğuk algınlığı
Sindirim Sistemi Hastalıkları:
· Aft, Diş Ağrısı, Gingivit (dişeti yangısı), Gastrit, Ülser, Kabızlık, İshal, Kolit
Üro-genital Sistem Hastalıkları:
· Gece altını ıslatma (Enüresis nokturna), Sistit, Adet Düzensizliği, Ağrılı adet, Kısırlık (İnfertilite)
Endokrin Hastalıklar:
· Guatr
· Diabet (şeker hastalığı)
Cilt Hastalıkları:
· Akne, Sedef (Psöriazis), Zona ve sekeli, Vitiligo, Ürtiker, Ekzema
Nörolojik Hastalıklar:
· Migren ve diğer baş ağrıları, Yüz Felci (Facial Paralizi), Trigeminal nevraji, Dupuytren kontraktörü, Kas hastalıkları, Serebral Palsi, Meniere hastalığı
Psikiatrik Hastalıklar:
· Stres, Depresyon, Uyku bozuklukları, Psikosomatik hastalıklar, Kekemelik, Tikler
Kalp-Damar Hastalıkları:
· Taşikardi, Ritm bozukluğu, Hipertansiyon, Hipotansiyon
Romatizmal Hastalıklar:
· Romatoid Artrid, Behçet, Sistemik Lupus Eritamatosuz, Raynaud hastalığı, Artozlar (kireçlenme), Boyun-bel-diz ağrıları
Alışkanlıklar:
· Sigara
· Alkol
Alerjiler
Diğer Rahatsızlıklar:
· Kronik yorgunluk, El-ayak yanmaları, Aşırı terleme, Sellülit, Obezite (şişmanlık)