Sıkışma (impingement) sendromu, bursitler, donuk omuz, fibromiyalji, osteoartrit (kireçlenme), travmatik ve atletik zedelenmeler, sinir yaralanmaları, enfeksiyonlar, tümörler, boyundan yayılan ağrılar, iltihabi romatizmal hastalıklar (romatoid artrit, ankilozan spondilit), kompleks rejional ağrı sendromu (Sudeck atrofisi), metabolik ve endokrin hastalıklar (gut, şeker hastalığı gibi), polimiyaljia romatika, torasik çıkış sendromları, miyopatiler, iç organ hastalıkları (kalp hastalıkları, akciğer tepe tümörleri, safra kesesi hastalıkları, aort anevrizması).
Ayakta dik durma ve günlük aktiviteler kasların kemiğe yapışmasını sağlayan kirişler (tendonlar) üzerinde yıpratıcı etki yapar. Özellikle kolunu omuz seviyesinde ve onun üzerinde tutarak çalışmak zorunda olanlarda tendonlar omuz kemikleri arasında sıkıştıkları için daha kolay yıpranırlar. Omuz ağrısının en sık görülen nedenlerindendir. Hastalar çoğunlukla kırk yaşın üzerindedir. Genellikle hafif bir zorlanmayla omuz ağrısı başlar. Geceleri ağrı artarak uykuya mani olacak şiddetlere ulaşabilir. Aktif hareketler kısıtlı ve ağrılıdır. Ultrasonografi ve MR tanıya yardımcı olur. Ağrının şiddetli olduğu dönemlerde kısa süreli istirahat gereklidir. Ağrı kesici romatizma ilaçları verilir. Bunlardan yararlanmayan hastalara lokal enjeksiyon ve fizik tedavi uygulanır.
Omuz bölgesinde, hareketli parçalar arasındaki sürtünmeyi azaltmaya yardım eden, çok sayıda bursa (içi sıvı dolu kese) vardır. Bursit bursaların ağrılı iltihabi hastalığıdır. Bursaları tutabilen sistemik hastalıklar dışında, zorlanmalar ve tendinit sonucu gelişir. Omuzun ön yüzünden aşağıya yayılan ağrı ve hassasiyet bulunur. Kolu yandan yukarıya doğru kaldırmak ağrıdan dolayı zor, bazen imkansızdır. Tanı koymak için ultrasonografi ve MR’dan yararlanılabilirse de çoğu zaman sadece muayene yeterlidir. Tedavi için ağrı çok şiddetli ise kısa süreli istirahat verilir. Şişliği azaltmak için soğuk uygulama yapılır. Ağrı kesici ve iltihap dindirici romatizma ilaçları verilir. Bu yöntemlerle kontrol edilemeyen olgularda lokal enjeksiyon, ozon ve bazen fizik tedavi yapılır.
Travma, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, tüberküloz, akciğer tümörleri, şeker hastalığı, boyun hastalıkları ve en önemlisi kolun uzun süreli hareketsizliği donuk omuza yol açabilir. Donuk omuz (adeziv kapsülit) kadınlarda daha yaygındır. 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Omuz ağrısı ve sertliği ile sinsi olarak başlar. Giderek daha belirginleşen hareket kısıtlılığı olur. Hasta ağrı nedeniyle uyuyamaz. Eklem çevresinde dokunmakla hassasiyet vardır. Omuz hareketleri kısıtlıdır.
En iyi tedavi omuzun erken hareket ettirilmesidir. Bir kez yerleşince, hastalığın doğal seyrini geriye döndürmek oldukça zordur. Tedavisi ise aktif çaba ve sabır gerektirmektedir. Hastalar buna istekli ve gayretli olmalıdırlar. Tedavi fizik tedavi ve egzersizden ibarettir. Tedaviye dirençli olgularda lokal enjeksiyon ve germe yapılır.
Polimiyaljia romatika yaşlılarda bir aydan uzun süren boyun, omuz kuşağı ve/veya kalça kuşağındaki ağrı ve tutuklukla seyreden bir hastalıktır. Hastalar 50 yaşın üzerindedir. Erkeklere göre kadınlarda iki kat fazladır. Gece ağrısı ve sabah tutukluğu yaygındır. Yorgunluk, hafif ateş, kilo kaybı, iştahsızlık olabilir. Diz ve el bileklerinde geçici şişlik ve ağrı olur.
Refleks sempatetik distrofi sendromu (RSDS), kompleks rejional ağrı sendromu adı da verilir. Sudeck atrofisi ağrı, progressif fonksiyon kaybı ve sakatlık ile karakterizedir.
Sudeck atrofisinde omuz, el ve ayak tutuluşu sıktır. Kolu tutunca omuz-el sendromu adını alır. Omuz-el sendromunda omuz ve elde değişiklikler olmasına karşın dirsek sağlam kalır. Hastaların çoğu 50 yaşın üzerindedir. Hasta bölgede ağrı ve şişlik, deri değişiklikleri, terleme bu sendromda görülen belirti ve bulgulardır. Tanıda radyografi, bilgisayarlı tomografi ve kemik sintigrafisinden yararlanılır. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa alınan sonuç o derece iyi olur. Geç dönemde tedavi şansı oldukça düşüktür. Analjezik ilaçlarla ağrı azaltılarak kısır döngü kırılmaya çalışılır. Analjezik ilaçlarla birlikte fizik tedavi de verilmelidir. Egzersize zaman geçirmeden başlanılmalıdır. Dirençli olgularda boyundaki stellar gangliyona blokaj yapılır.
Tedavi:
Omuz ağrısı ile gelen hastalar, basit ve lokal bir eklem patolojisi şeklinde değerlendirilmemeli, aksine bir bütün olarak ele alınmalı ve buna göre bir tedavi protokolü hazırlanmalıdır. Çünkü sadece omuz eklemine tedavi uygulamak, başarısızlığı en başından kabul etmek demektir. Oysaki vücut bir bütündür ve segment içindeki yapılar birbirleriyle sürekli olarak etkileşim halindedir. Bu açıdan bakıldığında, omuz patolojilerinin tanı ve tedavisi başta Nöralterapi olmak üzere, tamamlayıcı tıp yöntemleriyle mümkün olabilmektedir.
Ağrılı omuz hastalıklarında çoğu kez çeşitli analjezik ve NSAİİ kullanılmakta ancak bu tür yaklaşımlar kısa süreli ve geçici çözümler sağlamaktan öteye gidememektedir. Bazı hastalarda kullanılan intraartiküler kortikosteroid enjeksiyonu uygulamaları ise, akut enflamasyon ve ağrıyı yalnızca birkaç aylık bir süre için baskılayabilmektedir.