Kinezyoloji; "hareket eden kaslardaki enerji akışının kontrolü" demektir.
Kinezyoloji uygulayıcılarının en önemli metodlarından biri "adale testleri" dir. Böylece adale sistemindeki dengesizlikler ortaya çıkartılabilmektedir. Kinezyoloji uygulayıcısı çeşitli kaslar üzerine hafif basınçlar uygular. Normal çalışan adaleler bu basınca dayanabilirken, enerji azlığı çeken adaleler ise bu basınca karşılık vermektedir. Böylece vücuttaki enerji tıkanmaları ortaya çıkarılır. Bu tıkanmaları aşmak için belli başlı refleks noktalarına uygulanan masajlar, rahatlama teknikleri gibi teknikler kullanılmaktadır.
Bunun dışında adale testlerinin sadece uygulanışı dahi enerji akışını düzeltebilmektedir. Bunu birçok hasta da vücudunda hissedebilmektedir. Yani kendilerini gevşemiş, dengeye gelmiş ve rahatlamış hissetmektedirler.
Kasların testi, bilinçaltımızla iletişim kurma yoludur. Kinezyolojide varlığınızın bütünüyle bir iletişim yolu olarak kullanılan kas testi kendinizi kandırmanızı imkansız kılar. Kaslarımızdaki enerji akışı olumlu ya da olumsuz düşüncelerimize, inançlarımıza, duygularımıza göre değişir. Kinezyoloji aynı zamanda bir biyo-bilgisayar olarak da tanımlayabiliriz. Kaslarda dolaşan yaşam enerjisinin gücü değişik duygu hallerinde, olumlu ve olumsuz inançlarda, hoşlandığımız / hoşlanmadığımız şeyleri hissettiğimizde, doğru ya da yalan söylediğimizde farklı farklıdır. Bu, kendimize söylediğimiz bir yalan olsa da. Kaslardan aldığımız tepki ile kendimizle, bilinçaltımızdaki inançlarla ilgili test yapabilir, sorunlarımızın kök nedenlerini bulabiliriz. Kinezyoloji teknikleri ile bizi sabote eden bilinçaltı programlarımızı keşfedip bize destek olacak şekilde değiştirebiliriz. Kinezyoloji, Dr.JohnGoodheart’ın 1964 yılında başlattığı Uygulamalı Kinezyoloji çalışmalarını temel alarak geliştirilen yöntemlerle o günden bugüne birçok alanda kullanılıyor. Yepyeni alanlara uygulanabilmesi için hala araştırmalar yapılıyor. Birçok uygulamacı zaman içinde kendi tekniğini yarattı ve geliştirdi, böylece kinezyolojinin birçok dalı oluştu. Dünyada alternatif yaklaşımlara açık birçok insan kinezyolojinin günümüzde en gelişkin ve doğal iyileştirici teknik olduğunu düşünüyor. Kinezyoloji bilinçaltı inançlarını test etmenin yanı sıra bedenin değişik maddelerden, çevresel faktörlerden nasıl etkilendiğini, fiziksel sorunları, duygusal dengesizlikleri, öğrenme blokajlarını, bireysel ve ruhsal gelişimi engelleyen tıkanmaları test etmek, dengelemek ve düzeltmek amacıyla kullanılıyor.
KİNEZYOLOJİ İLE “Kİ” ENERJİSİNİN BAĞLANTISI; Değişik kültürlerde Prana, Chi, Ki gibi değişik isimlerle bilinen yaşam enerjisi, bedenin akupunktur çizgileri boyunca akar. Kinezyolojide kullandığımız Kol Testi gerçekte bir enerji testi‘dir. PiKi (bütünsel kinezyoloji), bilinç ile bilinçaltı inançlarımızın birbirini desteklemesini sağlayarak bize, evrensel enerjinin sevgi, bilgelik ve iyileştirici gücünü kendimiz ve başkalarının yararına kullanmamıza olanak tanıyan bir öğreti sistemidir. Hayatımızda daha değerli bir şey var mı? Tek bir hayatımız var. Onu, şikayet ederek, başkalarını suçlayarak, mutsuz ve doyumsuz, en iyi ihtimalle ortalama sıradan bir hayat olarak da geçirebiliriz, gerçekten kaliteli, haz aldığımız ve bize maddi manevi doyum veren bir yaşam sürdürmeyi de seçebiliriz. Böyle bir yaşam ise bilinçli olmayı, farkındalıkla yaşamayı gerektiriyor. Bunun için en temel zeka göstergesi olan merak duygusunu asla yitirmememiz çok önemlidir. Öğrenmeye ve geliştirmeye açık olmak, kaliteli bir yaşamın olmazsa olmaz öğesidir. Birçoğumuz hayatımız boyunca kendimizi “düzeltmek” için mücadele ederiz. Yani kendimizle barışı, savaşarak sağlayacağımıza inanırız. Kendimizle savaşmak için “askerlerimiz”, arttırdığımız bilgimiz ve irademizdir. Ordumuzun güçlü olduğuna inanırız. Savaşın sonunda belki bir zafer kazanırız; diyetimizi sürdürürüz, sigara içmeyiz, içki içmeyi bırakırız. Ama “zafer” duygusu geçicidir, zaaflarımız eninde sonunda bizi tekrar ele geçirir. Bize zarar veren ilişkileri bir süre için bitirebiliriz; ama sonunda ya o ilişkiye geri döneriz ya da benzer sorunları yeni partnerimizle yaşarız.İşimizi bir takım sorunlar nedeniyle değiştirsek bile yeni işimizde yine benzer sorunlarla karşılaşırız.Kısaca; aynı sorunları yeni işimizde, yeni eşimizde, yeni taşındığımız şehirde yeniden yaşarız. Gerçek çözüm, bizi desteklemeyen programlarımızdan özgürleşmektir. Hayatın diğer alanlarında çok bilgili ve başarılı olsak bile, bu programlar içimizde var olduğu sürece, gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarmayı engelleyecek, yaşam hazzımızı ve doyumumuzu azaltacaktır. PiKi, bize negatif programlarımızdan özgürleşebilmemiz için hemen kullanabileceğiniz yöntemler sunuyor; bunlar, uzun yıllardır boğuştuğumuz ve üstesinden gelmek için her yolu denediğimiz ama bir türlü alt edemediğimiz sorunlar olsa bile.Bu negatif problemler, olumsuz inançlar, korkular, fobiler, depresyon, karamsarlık, bağımlılıklar, fiziksel hastalıklar ya da ağrılar olarak kendisini ifade eder. Biz de genellikle bu sorunlarımızı artık kendimizin bir parçası (zaaflarımız) olarak kabul ederiz. Bireysel gelişim ve ruhsal gelişim bir ve aynı şeydir. Gelişmek denilen şey, insanın bilinçaltındaki çocukluk programlarıyla sürdürdüğü otomatik ve robotik yaşamının farkında olup, bilinçlice kendi özgün programını yaratarak kendi seçtiği hayatı (doyum alarak) yaşamasıdır.Çekim yasası ile hayatımıza düşüncelerimizin ve inançlarımızın yüzde doksan dokuzunu oluşturan bilinçaltı programlarımıza uygun insanları, olayları, durumları çektiğimizi düşünürsek, inançlarımızın bizi destekleyen inançlar olmasının önemini de daha iyi anlarız. Bu nedenle PiKi gerçek anlamda Çekim Yasası eğitimidir.
BİLİNÇ, BİLİNÇALTI VE SÜPERBİLİNÇ İLİŞKİSİ; Kasların bütünsel sınanmasında kullanılan Kol Testi, zihnin üç seviyesi olan bilinç, bilinçaltı ve süperbilinç (Yüksek Ben) ile bağlantı kurularak sağlanan bir iletişim yoludur.Bilinçli zihin amaçlarımızı netçe belirlememizi sağlar. Bilinçaltı ve süperbilinç ile irtibata geçerken amaçlarımızın netliği çok önemlidir. Bilinçaltımız, davranışlarımızın, değerlerimizin, inançlarımızın deposudur. Otomatik tepkilerimiz, alışkanlıklarımız bilinçaltımız tarafından kontrol edilir. Süperbilincimiz (yüksek ben) ise bilinçaltımızın ve bilincimizin sahip olmadığı bilgeliğe ve bakış açısına sahiptir.Süperbilincin görevi, bilinçli zihin ile bilinçaltı zihnin uyumunu sağlamak, rehberlik etmek, onların niyetlerini netleştirmek ve bu niyetlerin gerçekleşmesi için “anlamlı tesadüfler” yaratmaktır. Kimileri bu anlamlı tesadüflere “şans” der. Bilincimizin ve bilinçaltımızın çatıştığı konularda amaçlarımızı gerçekleştirmek oldukça zordur ve yorucudur. Böyle durumlarda irade ve farkındalık yetmez. Ama bilinçaltında ne gibi kayıtlara sahip olduğumuzu bilmediğimiz için bu uyumu nasıl yaratacağımızı da bilemiyoruz.Bilinçli amaç ile bilinçaltı programlaması uyum içinde olmadığında süperbilinç karışık mesajlar alır. Bu da istemediğimiz sonuçlara yol açar. İsteklerimizin bir türlü gerçekleşmemesinden şikayet ederiz. Bu durum arabanın hem gazına hem frenine aynı anda basmaya benzer.Bilincimiz arabanın gaz pedalı, bilinçaltımız ise fren pedalı gibidir. Bilincimiz gaz pedalına basarak gitmek istediği istikamete doğru yola çıkmak istese de eğer bilinçaltımız buna onay vermiyorsa o da frene basarak kendi seçimini gösterir. PiKi teknikleri, bilinçli zihnimizle amaçlarımızı belirlemeyi; bilinçaltı programlarını keşfederek amaçlarımıza uygun şekilde değiştirmeyi ve süperbilincin rehberliğiyle bilgeliğinden yararlanmayı sağlar.Bilinç ile bilinçaltı çatışmaları bizi sabote ediyor. Bilinciniz size; bu ilişkiyi yürütmenizi, bu kıdemi almanız gerektiğini, bu hastalığı aşacağınızı söylerken, bilinçaltınız; bu ilişkiye, bu kıdeme layık olmadığınızı, hastalığın sizin ilgi ve şefkat ihtiyacınızı karşıladığını söylüyor. Sonuç, anlamsız bir kavga ile ayrılma, farkında olmadan yapılan bir hata ile kıdemden mahrum kalma ve tedavi veya ameliyattan sonra bedenin bir başka bölgesinde baş gösteren bir hastalık oluyor. PiKi ile bilinçaltınızın artık sizi sabote etmeyeceği yöntemleri ve uygulamaları öğrenirsiniz. PiKi teknikleri sizi amaçlarınızı gerçekleştirme yolunda sabote eden bilinçaltı duvarlarınızı yıkmanızı sağlar. Bilinçaltınız ile bilincinizdeki inançları uyumlu hale getirmek PiKi ile mümkün. Bu uyum, sizin için harika bir potansiyel yaratıyor. Potansiyeli kullanmak ise tümüyle sizin seçiminiz. Amaçlarınızı hayata geçirme adımlarını ancak siz atabilirsiniz.
PiKi’NİN TEMEL PRENSİPLERİ
1. Sağlık insanın doğal halidir. Tüm hastalıklar fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutta enerji dengesizliğinden kaynaklanır. Her boyutta dengesizlik stres yaratır. Bu stresi ve stresle bağlantılı duygusal enerji akışını dengelemek birinci adımdır. Her hastalığın başlangıcı daima önce ruhsal boyutta olur, bir süre sonra fiziksel boyuta yansır.
2. Öncelik, hastalıkları (zihinsel, duygusal ya da fiziksel boyutta) oluşmadan önlemektir. PiKi acil durumla amaçlı değildir ama yine de destek amacıyla kullanılabilir.
3. Her insan, kendi iyileşmesinden sorumludur.
4. Tüm problemler enerji seviyesinde başlar. Gerçek iyileşme de sadece bu boyutta olabilir.
5. PiKi bir enerji terapisi yöntemidir. İnsan bedeniyle, zihniyle, duygularıyla ve ruhuyla bir enerji yumağıdır. Her şey enerjidir. Zihinsel, ruhsal ve fiziksel sorunlarımızın altında yatan esas neden enerjimizin dengesini yitirmiş,zayıflamış ya da tıkanarak hareket edemez hale gelmiş olmasıdır. Bedenimizi oluşturan enerjinin hareketli ve akışkan olması hem sağlığımızı hem mutluluğumuzu belirler. Zayıflayan, dağılmış veya dengesizleşmiş enerjimizi düzelterek ve doğal enerjimizi aktive ederek bedenimizi iyileştirebiliriz.
Kinezyoloji' nin Uygulama Alanları
Sırt ağrıları,
Obezite,
Migren,
Adale krampları,
Alerjiler,
Sindirim bozuklukları,
Depresyon,
Anksiyete,
Konsantrasyon bozuklukları,
Düşünme zorlukları,
Sınav stresi,
Okuma-yazma zorlukları,
Hiperaktivite.