Trigger point, diğer adıyla tetik nokta: Kas fibrillerinin normal fonksiyonel ilişkisinin bozulduğu alandaki hassasiyetin bölgesel bir dağılım karakterinde olduğu ağrılı kas alanıdır. Tetik noktalar, kası zayıf ve gergin hale getirerek etkiler. Bulundukları kas grubunda güçlü kasılmalara neden olur. Devamlı kasılma halinde olan kaslar kemiklere de baskı uygulayarak komşu eklemlerde de bu belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur ve komşu bölgenin kan dolaşımını bozar. Dolaşımdaki oksijenin ve metabolizmanın ihtiyaç duyduğu besinlerin azalması ve metabolik artıkların yığılmaya başlaması nedeniyle kişi ağrı sürecine girer. Herhangi bir müdahalede bulunulmadığı takdirde tetik noktalar aylar hatta yıllarca kişinin dayanılmaz ağrılara maruz kalmasına neden olur.
Tetik noktalar parmakla hissedilebilen fiziksel bir olaydır. Eğer tetik noktalar yüzeye yakınsa hassas parmaklar, onu etraftaki dokudan daha sıcak olarak hisseder. Metabolik faaliyet artışına bağlı bu ısı farkı ölçülebilir. Tetik noktaların önemli bir özelliği de ağrıya neden olmadan yıllarca sessiz kalabilmeleridir. Yapılan araştırmalarla; sessiz tetik noktaların yıllar içinde birikip ileri yaşlarda belirgin ağrılara yol açabildiği anlaşılmıştır. Sessiz tetik noktalar, sürekli kas gerilimine neden olarak gençlerde de kas bağlantı yerlerinde kronik ağrılara yol açabilmektedir. Kuvvet uygulandığında çok ağrılı olabilen bu sessiz noktalar, en ufak gerilme ve zorlanmayla dahi aktif olabilir. Aktif ve sessiz tetik noktalar, uygulanan baskıya ağrıyla yanıt verir.
Tetik noktalar, kasları kısa ve sert hale getirerek eklem hareketlerinin kısıtlanmasına ve diğer kaslarda da spazmlara neden olabilirler. Gerilme ve kasılma tetik noktaları rahatsız ederek ağrıyı arttırır ve bu kişide hareket etmeye karşı isteksizlik oluşturur. Boynunuz ağrıyorsa boynunuzu çeviremezsiniz, omzunuz ağrıyorsa kolunuzu kaldıramazsınız. Bu vücudun oluşturduğu koruyucu doğal bir yanıttır. Ancak bu olay başka kasların yükü devralmasına yol açar. Sonuç olarak yardımcı kaslara daha önce yapmaya alışık olmadığı işten dolayı aşırı yük biner ve kısa sürede o kaslarda da tetik noktalar oluşup tüm kol ve bacak veya vücudun yarısı olaya karışır.
Sonuç olarak oksijenin ve metabolizmanın ihtiyaç duyduğu besinlerin azalmasıyla birlikte, metabolik artıkların yığımlanması, eğer bir müdahalede bulunmazsak tetik noktaların aylar hatta yıllarca sürmesine neden olur. Bu kendi haline bırakıldığında süregen bir kısır döngüdür ve kırılması gerekir. İşte bu sebeble fizik muayene ve tetiklerle patoloji saptamadığımız eklem ağrılarını açıklamak mümkün olmaktadır.
Miyofasiyal ağrı diğer adıyla tetik nokta tedavisindeki zorluk ağrıyı genellikle farklı bölgelere yollamalarından kaynaklanmaktadır. Geleneksel ağrı tedavisindeki yaklaşım genellikle ağrının tedavisi ağrının bulunduğu bölgeye yapılır. Ama tetik noktada yansıyan ağrı söz konusu olduğundan, her kasın tetik noktalarının oluştuğu bölgenin bilinmesi gerekmektedir. O tetik noktayı bulmadan yapacağınız tedavi etkisiz veya geçici olur .
Tetik nokta ağrıları oldukça yaygındır. Klinik klinik doktor doktor dolaşan pek çok hastanın sorunlarına kaynaklık eden gerçek neden miyofasiyal aktif hale gelmiş olan tetik noktalardır. Maalesef bu durum pek çok hekim tarafından bilinmediğinde veya bunun muayene edip tanı konulmadığından hastalar yıllarca boşu boşuna ağrı kesici ve antideprasyon kullanmak zorunda kalmaktadırlar. İlaç kullanımıma rağmen iyileşmeyen bu hastalar bir de ilaçların neden olduğu yan etkileri çekmek zorunda kalıyorlar. Bebek ve çocuklarda dahi görülebilir. Vücuttaki 200 çift kasın herhangi birinde gelişip rahatsızlık yaratabilir.
Tedavi; Triger nokta tedavisindeki zorluk ağrının, her zaman triger noktanın olduğu yerde olmamasından kaynaklanmaktadır. Geleneksel ağrı tedavisindeki yaklaşıma göre terapi genellikle ağrının bulunduğu bölgeye yapılır ama triger noktada yansıyan ağrı söz konusudur. Bu sebeple her kasın triger noktalarının oluştuğu bölgelerin bilinmesi gerekmektedir. Gerçek triger noktayı bulmadan yapılan tedavi etkisiz veya geçici olur.
Triger noktaların tedavisinde Nöralterapi tedavisi ile büyük başarı elde edilir. Nikotin, kafein ve alkol tedavi başarısını düşürmektedir.
Dr. Hüseyin NAZLIKUL
KAYNAK : Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul'un NÖRALTERAPİ KİTAPI
www.huseyinnazlikul.com